eski rp umarım sorun olmaz
[size=x-small][align=center]Gözlerini yavaşça açtı ve etrafına bakındı. Saat oldukça geçmiş ve genç kız uyuyakalmıştı. Kalp atışlarının hızlanması ve heyecanının artmasıyla ayağa fırladı. Kendisinin panik atak olmasından şüphe duyduğu bir anda saate tekrar baktı. Yemeğe yetişeceğini düşünüyordu ve hızlıca giyindi. Koşar adımlarla büyük salona giderken az kalsın düşüyordu. Bazen ise yavaşlayıp nefesin tekrar topluyordu. Çünkü o bir astımdı. Evet, muggle hastalığıydı ve yapabileceği pek bir şey yoktu, özellikle de koşmayı çok seven bir kişi için bu hastalık insana kan kusturuyordu. Masada yerini aldı ve etraftaki yiyeceklere göz gezdirdi. Biraz geç kalmasından dolayı kalan yiyeceklerden hafifçe atıştırıp elmasına girişti. Kütür kütür olan elmanın sesinden rahatsız olan topluluğa bakıp yemeğe devam etti. Böyle konularda biraz bencildi doğrusu fakat hemen yemeğini bitirmeliydi çünkü bugün en favori derslerinden biri olan Cisimlenme vardı. Gerçi her ders onun favori dersiydi fakat bu derse iyi odaklanmak zorundaydı. Çünkü cisimlenme çok karmaşık fakat bir o kadar da eğlenceli bir dersti. Yemeğini bitirdikten sonra yorulmuş kaslarına aldırmadan koşmaya başladı.
Cisimlenme dersliğine girerken bile kendini özel hissetmişti. Zaten bu ders başlı başına özel bir dersti. Normal bir sınıf gibi dursa da cisimlenme zor ve oldukça karmaşık bir dersti. Genç kızın hayallerinden birisiydi de ayrıca. Her zaman cisimlenmek istemişti Amy. Fakat henüz yaşı tutmuyordu, aynı zamanda da nasıl yapacağını tam olarak bilmiyordu. Belli başlı kuralları kitaplardan okumuş ve yarım metra not çıkarmış olmasına rağmen korkuyordu. Kolunu ya da bacağını kaybetmek istemiyordu. Bütün düşüncelerle birlikte biraz daha ürkünce hafifçe geriledi. Fakat arkasından sınıfa girmeye çalışan topluluktan dolayı ister istemz yürümeye başladı.
Hemen en öne geçmek isterdi fakat küçük bir geç kalma ona ön sıraya mal olmuştu bu nedenle ortalardan bir sıraya yerleşti. Hemen gerekli gereksiz bir sürü eşyayı çıkarıp masasına yığarken yanında oturan kıza bakmadı bile. Onun bakışlarının daha fazlalaştığını hissettiği bir anda ona dönüp "Ne?" demekle yetinmişti sadece. Bütün hazırlıklarını bitirdikten sonra hemen sıradaki oturuşunu değiştirmiş ve profesörün başlamasını beklemeye koyulmuştu. Profesör güzel bir şekilde derse başlamıştı. İsminin Jean William Winchester olduğunu söylemişti. Genç kız gülümseyerek ellerini birbirine kenetlemiş ve tam konsantrasyonunu profesöre vermişti. Profesör kurallardan söze başlamış ve söz almadan konuşmaya geldiğinde genç kız bunu bile not almıştı. Ne olur ne olmaz. Profesörün derse geçmesini sabırsızlıkla beklerken bir yandan da simetri hastalığını ortaya koyarmışçasına kitaplarını düzenliyordu. Sırasının üzerine koyduğu karmakarışık kitapların arasında iksir kitabı bile vardı. Bunun ne işi olduğunu düşünerek kitabı çantasına attı. Belliki bütün çantasını boşaltmıştı. Sırasının üzerindeki yarıya yakın kitabı çantasına sıkıştırırken, çantasını bir dahaki takacağı seferde onun omzuna ne kadar ağırlık vereceğini düşünmeden edemedi. Daha sonra profesörün onu dinlemediğini sanmaması için uğraştığı bütün işleri bıraktı. Profesör derse geçtiği anda genç kızın kalp atışları artmıştı.
Profesör cisimlenmenin ilk başta yaşattığı etkilerden bahsetmişti. Genelde herkes ona öyle diyordu fakat genç kız hayatında sadece iki kere kusmuştu. Bu nedenle kusacağını düşünmüyordu. Fakat oldukça zor bir iş olduğunun bilincindeydi. Profesörün dediklerini hızla not alırken ağrıyan bileğini ovuşturdu. Derse biraz daha alıştığından heyecanı da azalmıştı. Fakat bir anda heyecanı tavan yapmıştı. Profesörün cisimlenmenin ne demek olduğunu sorduğu anda parmağı havaya gitmişti. Güler yüzle ve tam heyecanla ’’ Yanı-sıra cisimlenme, henüz cisimlenme sınavından geçmiş olmayan büyücü veya cadıların, cisimlenme sınavından geçen birisiyle, herhangi bir yerinden tutarak cisimlenmesine Yanı-sıra cisimlenme denir. " dedi. Hızla yerine oturmuş olması onun ne kadar heyecanlı olduğunu belirtse de profesörün memnun olduğunu anlaması onun rahatlamasına sebep olmuştu. Yanında oturan kıza sinsice bakış atıp önünune döndü. Profesör biraz bekledikten sonra devam etmişti. Genç kız not almaya devam etti. Profesör cisimlenme sınavı hakkında konuştuktan onra sus pus olmuştu birden. Bütün sınıf sessiz bir edayla profesörün devam etmesini beklerken o herkesin bakışlarına şaşkın bir şekilde karşılık verdikten sonra not defterlerini çıkarmalarını söyleyince genç kız hava atarmışçasına elinin altındaki parşömeni yanında oturan kıza gösterdi. Daha sonra tahtada yazanları aldı.
Belli kurallar vardı. Cisimlenme Sınavı’na reşit olmayanlar giremezdi, bu nedenle 17 yaşına gelmek için beklemeliydi. Eğer reşit olmadan girmeye çalışırda yakalanırsa ağır ceza alırdı. Hogwarts VI. Sınıf öğrencilerinin, eğer 31 Ağustos’tan önce 17 yaşını dolduracaklarsa cisimlenme dersi almalarına izin verilirdi. Bu dersleri de cisimlenme dairesinden büyücü denetlermiş. Bütün tahtada yazanları aldıktan sonra kasılmış elini hafifçe salladı. Profesör gibi diğer herkesin bitirmesini bekledi. Genç kızın bildiği bir konuya değinmişti şimdi profesör. Cisimlenme'nin üç kuralı vardı. Konum,kararlılık ve kontrol. Hızlıca notlarını geçiştirirken mürekkebinin biittiğini fark eden genç kız büyük bir heyecana daha kapılmıştı.
"Sakin, sakin." Artık abarttığı heyecandan kurtulma zamanı gelmişti. Derin bir nefes aldı ve çantasından yedek mürekkep kutusunu çıkardı. Bu kadar heyecanlanlanmanın ne kadar boş olduğunu düşünmeliydi, odaklanmalıydı ki boş heyecanını giderebilsin. Bütün kuvvetini buna harcamaya gayret ederken suratı ekşi bir şey yemiiş gibi bir hal almıştı. Kendini aşırı derecede kastığından felç olacağı hissine kapıldı. Korkudan esk haline dönmüştü fakat gerginliğinden bir türlü kurtulamıyordu. Ne yapacağını bilemeyen genç kız kafasını hafifçe sırasına vurdu ve tekrar kaldırdı. Yanındaki kız artık onun tamamen deli olduğunu düşünüyor olmalıydı. Kız ondan oldukça uzağa oturmaya çalışır gibi sola doğru kayarken genç kız bunun karşılığında ona 'hıh' diyerek sağa doğru kaymıştı. Artık düştü düşecek hale geldiğinde kendini sıraya sabitlemişti. Biraz olsun sakinleşmiş olan genç kız profesöre baktı tekrar. Profesör oldukça genç gösteriyordu. İlk defa profesörün fiziki özelliklerine göz gezdirmişti. Daha sonra ise söylediklerine pür dikkat vermişti. Nasıl yapacağımızdan bahsediyordu. Zihnimizi gitmeyi istediğimiz yere odaklıyoruz, fakat yapamazsak septirmeye yol açarmış. İkinci adımı da kararlılık olmalıymış, o boşluğu istila edermişçesine hayal kurmalıymış. Daha sonra da kontrolle hareket ediyormuş. Bütün notları alması profesöre olan dikkatini bozmuştu. Şimdi parşömenin ucundaki kıvrıma dikkat kesmiş onu düzeltmeye çalışmaya başlamıştı.
Profesörün dediği yeri kaçırınca yanında oturan kıza masumca bir bakış attı. "Şey, bakabilir miyim?" dedi genç kız utanarak. Fakat utanılacak hiçbir şey yoktu. Yanındaki kız ise gözlerini devirerek "Ah, daha fazla saçmalamazsan bak bakalım." dedi. Genç kız sevinerek yanında oturan kıza baktı. Oldukça güzel olan kız bacak bacak üstüne atmış, ağzındaki sakızı gizliden gizliye çiğnemeye çalışıyordu. Kız bir zafer kazanmış gibi kağıdını gösterdi. Kağıdında cisimleninen yer ne kadar uzak olursa septirme olanağının fazla olacağı yazıyordu. Aceleyle notu geçirirken profesöre döndü tekrar. Cisimlenme örneği verirken zil çalmıştı bir anda. Profesörün şaşkın bakışları arasında yavaşça ayağa kalkan öğrencilerden çıkabilirsiniz sesini duyamayınca biraz bekledi. Profesörün çıkma girişimlerini görünce bütün kitaplarını çantasına özenle koydu ve derslikten ayrıldı. Geçen gün kaçırdığı iksir dersini telafi etmek için kütüphaneye gitmesi gerekiyordu.[/align][/size]